Modern Tıptaki Gelişmeler Derin Ven Trombozu Tedavisinde Yüzleri Güldürüyor

Modern Tıptaki Gelişmeler Derin Ven Trombozu Tedavisinde Yüzleri Güldürüyor

Vücudumuzda pıhtı oluşumu ile ilgili en önemli tanımlamayı yapan Sir Rudolf Virchow’un doğum günü olan 13 Ekim tarihinde tüm dünyada, pıhtı nedeniyle gelişen hastalıklar, risk faktörleri ve korunma yöntemleri hakkında toplumu bilgilendirmek amacıyla “Dünya Tromboz Günü” kutlanmaktadır. Uluslararası Tromboz ve Hemostaz Derneğinin bir alt kuruluşu olan Dünya Tromboz Günü Global Organizasyonu’nun (www.worldthrombosisday.org) yönetim kurulunda görev alan ilk Türk Damar Cerrahı olan Prof. Dr. Mert Dumantepe, Tromboz ile ilgili bilgiler verdi.

Tüm dünyada 13 Ekim tarihinde pıhtı nedeniyle gelişen hastalıklar, risk faktörleri ve korunma yöntemleri hakkında toplumu bilgilendirmek amacıyla “Dünya Tromboz Günü” olarak kutlanmaktadır. Uluslararası Tromboz ve Hemostaz Derneğinin bir alt kuruluşu olan Dünya Tromboz Günü Global Organizasyonu’nun yönetim kurulunda görev alan ilk Türk Damar Cerrahı Prof. Dr. Mert Dumantepe bugünün önemine değindi.

Tromboz teriminin eski çağlara dayandığını belirten Prof. Dr. Mert Dumantepe, “Tromboz teriminin kökeni Antik çağa dayanır. ‘Thrombós’ kelimesi eski Yunancada ‘tıkaç’ demektir. Dolayısıyla tromboz, bir kan damarının kan pıhtısı (tromboz) nedeniyle tıkanması anlamına gelir. Derin Ven Trombozu (DVT) vücudun, derin toplardamarları içerisinde pıhtı oluşumu ile seyreden bir durumdur” dedi. Pıhtıların oluşmasının pek çok nedeni olduğunu dile getiren Prof. Dr. Dumantepe, “Pıhtılar, kanın akışkanlığının değiştiği ve kümeleşmeye eğilimin olduğu büyük cerrahi ve ortopedik ameliyatlar, immobilite, uzun yolculuklar, obesite, hamilelik, hormon replasman tedavisi alma, kanser ve bazı kalıtsal kan hastalıkları durumlarında oluşur. Yıllık olarak görülme sıklığı her 10.000 kişide 5-20 hasta arasında değişmektedir. İnsidansı, 60 yaş üzerinde %1’ e kadar yükselmektedir. Amerikan istatistiklerine göre yılda “3 milyondan” fazla fazla insan kan pıhtısına bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetmektedir” diye ekledi.

Hamilelikte Derin Ven Trombozu Riski Artıyor
Hamilelik döneminin derin ven trombozu oluşumu açısından riskli bir dönem olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Dumantepe, “Hamilelik döneminde salgılanan hormonlar, kan yoğunluğunun artması ve özellikle hamileliğin son 3 ayında bebek ve uterus’un (Rahim) kasık bölgesindeki toplardamarlar üzerine yaptığı baskı nedeniyle derin ven trombozu riskini artar. 1.000 hamile kadından yaklaşık 1 tanesi hamileyken veya doğum yaptıktan sonraki yaklaşık altı ay içinde bu rahatsızlığı yaşayabiliyor. Doğum sonrası ilk 40 günde (Post partum dönem) özellikle sezeryan ile doğum yapan ve ameliyata bağlı ağrıları nedeniyle hareketsiz kalan annelerde derin ven trombozu riski artıyor” şeklinde konuştu.

Semptomlara Dikkat Edilmesi Gerekiyor
Toplardamarlardaki pıhtı hastalığının akut döneminde fark edilen semptomlara dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Dumantepe, sözlerine şöyle devam etti: “Toplardamarlardaki pıhtı hastalığı akut döneminde şiddetli bacak ağrısı, şişlik, kızarıklık gibi bulgulara neden olur. Eğer bacaktaki pıhtıdan kopan bir parça kan yoluyla taşınır ve akciğer atardamarlarını tıkarsa, ölümcül bir komplikasyon olan akciğer embolisi gelişir. Bu hastalarda açıklanamayan nefes darlığı, derin nefes alırken ağrı, öksürük ile beraber kan gelmesi gibi semptomlar görülür. Erken tanı ve doğru tedavi ölümcül bir komplikasyon olan “akciğer embolisi” ve diğer bir ciddi komplikasyon olan “tekrarlayan DVT” oluşumunu yüksek oranda engeller.”

Geleneksel Tedavi Yöntemi
Prof. Dr. Mert Dumantepe, “DVT’nin geleneksel tedavisi kan sulandırıcı ilaçların kullanılması ile sağlanır. Antikoagülan; yani kan sulandırıcı tedavi, pıhtı genişlemesini ve embolizasyonu (pıhtıdan kopan bir parçanın başka organlara gitmesini) etkin bir şekilde engeller. Kan sulandırıcı kullanan hastalar düzenli olarak kan tahlili yaptırarak kanın sulanma oranını ölçtürmelidirler” diye ifade etti.

Modern Tıp ile Pıhtı Eritici Yöntem
Prof. Dr. Mert Dumantepe, modern tıptaki gelişmelerin pıhtıyı eritmede etkili çözümlerden biri olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti: “Modern tıptaki gelişmeler ve kateter yöntemleri sayesinde erken dönemde direkt pıhtının içine girilerek, aktif şekilde pıhtı erimesinin sağlanması ile hastalar tedavi edilerek komplikasyonlar önlenebilmektedir. Bu yöntemler anjiografi eşliğinde kateterlerle direk pıhtın içine girmek pıhtıyı eritici ilaçların tıkalı damara verilmesi ya da pıhtının kateterler yoluyla parçalanması ya da direk aspirasyon kateterleri ile pıhtının aspire edilmesini içermektedir. Özellikli kateteter sistemleri ile lokal anestezi altında, bir iğne deliğinden direkt olarak damarın içine girip pıhtıyı damarın içinden temizleme işlemini gerçekleştirilebilmektedir.

Yönetim Kurulundaki İlk Türk Doktor
Yüzlerce profesyonel sağlıkçı, sağlık kuruluşu ve sağlık savunucusunun desteğiyle Uluslararası Tromboz ve Hemostaz Derneği tarafından yürütülen bu organizasyonun yönetim kuruluna seçilen Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mert Dumantepe, aldığı davetle bu okomiteye seçilen dünya çapındaki 12 doktordan birisi oldu. Türk doktor ayrıca “World Thrombosis Day” Global organizasyonu içindeki “ilk Damar Cerrahı”.. Bu yıl 7.’si düzenlenen ve dünya genelinde tromboz (pıhtı) ile mücadelede en önemli görevi üstelenen, pıhtıya bağlı ölümlerin azaltılması adına kampanya ve stratejiler oluşturan ve Global medyada oldukça ilgi uyandıran bu önemli organizasyona, dünya çapında 175'ten fazla kuruluşun katılırken, bünyesinde özel etkinlikler, eğitim forumları ve farkındalık uyandırmaya yönelik projeler gerçekleştiriliyor.