Bir Yanığı Değerlendirmek ve Yanıklarda İlk Yardım

Bir Yanığı Değerlendirmek ve Yanıklarda İlk Yardım

Yanık; derinin herhangi bir fiziksel ya da kimyasal yakıcı maddeye maruz kalması sonucu doku ya da mukoza (vücutta bazı iç organlar ve dışarıya açılan boşluklarda en dış katmanı oluşturan, ektodermik kökenli epitel, sümüksü doku) bütünlüğünün bozulmasıdır. Bu nedenle yanıklarda en dikkat edilmesi gereken konu, artık derinin enfeksiyonlara karşı doğal bir bariyer görevi görme işlevini etkili bir şekilde yerine getiremeyeceğinden dolayı yaralıda enfeksiyon oluşma riskidir. Bu enfeksiyon riski kana karışabilecek bakteriler nedeniyle sepsis ve sonuçta çoklu organ yetmezliğine varabilecek yaşamsal sonuçlar dahi doğurabilir.  
 
Yanıkların birçok olası nedeni vardır. Bir yanığın ciddiyetini belirleyen faktörler:
Yanığın Genişliği; vücut üzerinde kapladığı alan,
Yanığın Etkilediği Yer; beyin, kalp, akciğerler gibi yaşamsal organları ne derece etkilediği, solunum yolunun etkilenmiş olup olmadığı,
Yanığın Derinliği; yanığın etkilediği bölgedeki doku harabiyetiyüzeysel, kısmi derinlikte ve tam derinlikte olabilir. Bir yaralı tek bir olayda bir veya daha fazla derinlikte yanık yaşayabilir. Enfeksiyon riski yanığın derinliğine bağlı olarak artar,
Yaralının Var Olan Hastalıkları; şeker, kalp, KOAH, astım gibi,
Yaş Faktörü; bebek ve çocuklarda bağışıklık sistemi tam gelişmediği ve yaş almış kişilerde de düşme eğiliminde olduğu için bu gruplar daha risklidir.
 
Ayrıca kimyasal madde, elektrik, patlama, kızgın yağ ve haşlanma sonucu oluşan yanıklar da bir yanığın ciddiyetini belirlerler. Yanığın hangi koşullarda meydana geldiği, yanık etkeninin etki süresi ve sürecini tamamlayıp tamamlamadığı gibi konular da yapılacak ilk yardım müdahalelerinin seyrini belirleyecek faktörlerdir.
 
Yanığın genişliği aynı zamanda şok gelişme ihtimalinin olup olmadığını da gösterecektir. Bu nedenle vücudun geniş bir alanını kaplayan yanıklarda sıvı kaybı fazla olacağından şok riski yüksektir. Şiddetli ağrı da şoku tetikleyen faktörlerden biridir. Şok, yaşamı tehdit eden bir durumdur. Kanamalarda da yaşanabilen sıvı kayıplarında olduğu gibi yanıklarda da hücreler arası sıvı kayıplarına bağlı ‘Hipovolemik Şok’ tablosu gelişebilir.
 
Yanığın genişliği yetişkinlerde; göğüs %18, sırt %18, bacaklar her biri %18’den %36, kollar her biri %9’dan %18, baş %9 ve genital bölge %1 olmak üzere değerlendirilir. Çocuklarda ise bu oranlar; göğüs sırt ve baş her biri %18’den %54, bacaklar her biri %13,5’dan %27, kollar her biri %9’dan %18 ve genital bölge %1 şeklindedir. İkinci derece yanıklarda vücudun genel olarak %30’u, üçüncü derece yanıklarda %10’nu ve vücudun 1/3’ü yanmışsa bunlar ciddi yanıklardır. 
 
Yanıklar fiziksel ve kimyasal yanıklar olmak üzere ikiye ayrılır.
1-FİZİKSEL YANIKLAR:
Kuru yanık; alevler, ev aletleri ve sigara gibi sıcak objelerle temas, sürtünme-örneğin ip yanıklarında görüldüğü gibi,
Haşlanma; çay ve kahve gibi sıcak sıvılar,sıcak yağ,
Elektrik yanıkları; ev aletlerinde kullanılan düşük voltajlı akım, ana havai kablolarda taşınan yüksek gerilim akımları, yıldırım çarpması,
Soğuk yaralanması; don yanığı, donmuş metallerle temas, sıvı oksijen ve sıvı nitrojen gibi dondurucu buharla temas,
Radyasyon yanıkları; güneş yanığı, ultraviyole lambasından gelen ultraviyole ışınlarına aşırı maruz kalma, X-ışını gibi radyoaktif bir kaynağa maruz kalma gibi…
 
2-KİMYASAL YANIKLAR: Solunan dumanlar ve aşındırıcı gazlar dahil olmak üzere endüstriyel kimyasallar,boya sökücü, kostik soda, yabani ot öldürücüler, çamaşır suyu, fırın temizleyici veya herhangi bir güçlü asit veya alkali kimyasal gibi ev kimyasalları ve ajanları gibi...
 
Her ortamda fakat özellikle kapalı bir alanda çıkan yangında yaralının sıcak hava ve gaz / karbon monoksit gazı ve başka zehirli dumanlar solumuş olma ihtimali yüksek olduğundan hava yolunda bir hasar olabileceği ihtimalini her zaman göz önünde tutmak gerekir. Bu nedenle yüz ve / veya ağız ve boğazın etkilendiği yanıklar ciddidir. Ağız ve burun çevresinde is bulunması ve yanık görülmesi ilk gözlemlenebilen belirtilerdir. Solunum yollarında hızla ödem oluşur. Yaralı nefes almada zorluk çekebilir. Oluşacak ödem hava yolunu hızla tıkayabilecektir ve böyle bir durumda oksijen yetmezliğine bağlı ciddi hipoksi riski vardır.
 
Oksijen yetmezliğine bağlı olarak yaralıda hızlı, sıkıntılı ve sesli solunum, burun kanatlarının nefes almak için açılması, konuşma ve solunum güçlüğü, ilk olarak vücudun el ve ayaklar gibi uç noktalarında tırnaklar ve tırnak yataklarında ve yüz çevresinde, dudaklar ve kulak memelerinde grimsi mavi renk ve bu durumun daha da kötüleşmesi durumunda vücudun geri kalan kısmında morarma şeklinde kendini gösteren (siyanoz), ayrıca endişe, sinirlilik ve kaygı hissi (anksiyete), huzursuzluk, baş ağrısı, kusmaya kadar varabilen mide bulantıları, inatçı öksürük gibi durumlar gözlenebilir. Aynı zamanda solunumun etkilendiği yüz bölgesindeki yanıklarda kişinin astım ya da Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) varsa durum daha da kötüleşebilir. Bu nedenle çoklu yaralıların bulunduğu bir ortamda, yaralıların hepsinde bilinç ve solunumun olduğu durumlarda tek ilk yardımcı varsa yüz bölgesinde yanıkları olan aynı durumdaki yaralılar arasında eğer biliniyorsa triyaj (öncelikli müdahale ve sevk edileceklerin) tespiti yapılırken astım ya da KOAH gibi hastalıkları olan yaralılara öncelik verilmelidir. Yüz bölgesinde olan tüm yanıklar ve hava yolunu da etkilemiş olan ciddi yanıklar için özel bir ilk yardım tedavisi yoktur ve yaralı ivedilikle acil tıbbi müdahaleye ve hastaneye yatırılmaya ihtiyaç duyabilir.
 
Yanıklar birinci, ikinci ve üçüncü derece olmak üzere üç şekilde derecelendirilirler. 
Birinci Derece Yanıklar yüzeysel yanıklardır. Ağrı ve kızarıklık vardır. Genellikle tencere, ütü gibi sıcak metale dokunmak veya cilde kaynar su dökmek gibi haşlanmak şeklinde ev içi kazalardan kaynaklanır. Birinci derece yanıklara en fazla yanık yüzeyi geniş olsa da güneş yanıklarında rastlarız. Bu yanıklar sadece derinin en dış tabakası olan epidermisi etkiler.  Bu tip yanıklar genellikle ilk yardım zamanında yapılırsa ve su toplaması oluşmazsa kısa zamanda, yaklaşık 48 saatte kendiliğinden iyileşir. Ancak yanığın ciddiyeti konusunda endişe duyuyorsanız, yaralıya tıbbi yardım almasını söylemelisiniz.
 
İkinci Derece Yanıklar kısmi derinlikte olan yanıklardır. Epidermisi tahrip eder ve Dermis denilen gerçek deri tabakası da bu yanıklarda kısmen zarar görür. Çok ağrılıdır. Deride kızarıklığın yanı sıra sonrasında içi sıvı dolu kabarcıklar oluşabilir. Bu kabarcıklar, doku sıvısının (hücreler arası sıvı) yanık bölgesine deri yüzeyinin hemen altına sızmasıyla oluşur. Bir yanıkta ’Bül’ dediğimiz bu içi sıvı dolu kabarcıkları gözlemliyorsanız bu yanıklar İkinci Derece Yanık olarak sınıflandırılır. İkinci derece yanıklar enfeksiyona açıktır. Eğer doğru müdahale yapılmaz ise iz bırakma riski vardır.
 
Üçüncü Derece Yanıklar tam derinlikte olan yanıklardır. Derinin tüm tabakaları ve Dermis (gerçek deri) tabakası tamamen etkilenmiştir. Kaslar, damarlar ve sinirler zarar görmüştür. Sinirler de hasar gördüğü için ağrı hissi yoktur. Bu da yaralanmanın ciddiyetini maskeler. Haşlanma yanıklarında görülen beyazımsı ve yüksek ısı kaynaklarından oluşan yanıklarda görülen kömürümsü görüntü bu yanıkların tipik özelliğidir. Cilt mumsu, soluk veya kömürleşmiş görünebilir. Beyaz ve kara yaradan siyah renge kadar aşamaları vardır. Yaşamsal tehlike oluşturabilecek sıvı kayıpları ve enfeksiyonların görülmesi olasıdır. Acil tıbbi müdahale ve hastaneye sevki gerekir.
 
Yanıklarda yanmayı durdurmak yani etkeni ortadan kaldırmak, ağrıyı ve şişliği hafifletmek ve enfeksiyon riskini en aza indirmek amacımız olmalıdır. Yaralı bölgede kabarcıklar oluşmuş ise bunları kesinlikle patlatmamalı ve yaralı bölgeye başka bir şekilde müdahale edilmemelidir. Örneğin, halk arasında sıkça yapıldığı gibi yoğurt, salça, diş macunu kesinlikle sürülmemelidir. İlaç ya da yanık merhemi kullanılmamalıdır. Yaralı ve doku harabiyeti oluşmuş hassas cilde zarar vereceği için cilde yapışkanlı pansuman veya yara bandı yapıştırılmamalıdır. Yanıkları soğutmak için sprey ve jellerin kullanılması kesinlikle önerilmez.
 
1-En önce yanığa neden olan etken ortadan kaldırılmalıdır. Örneğin, kişi yanıyorsa ve panik halinde koşuyorsa, kendimizi tehlikeye atmamak şartıyla koşması engellenip üzeri battaniye, palto, ceket vs… gibi bir malzemeyle örtülerek hava yani yanmaya neden olan oksijen ile teması kesilmelidir.
2-Yaralının bilinç, solunum ve nabız gibi yaşamsal bulguları değerlendirilmelidir. Bilinç yoksa 112 Acil Yardım hemen çağrılmalıdır. Bilinç yok fakat solunumu varsa ‘Kurtarma Pozisyonu’ verilmeli, 112 Acil Yardım’ın gelmesi beklenirken yaralının yaşamsal bulguları takip edilmeli ve kaydedilmelidir. Solunum da yok ya da giderse Temel Yaşam Desteği’ne (CPR=Kardiyo Pulmoner Resusitasyon) geçilmelidir.
3-Birinci derece yüzeysel yanıklarda eğer yanık alanı çok geniş değilse, yanık olan bölge en az on dakika boyunca veya ağrı hafifleyene kadar çeşme suyunun altında tutulmalıdır. Bu şekilde ödem oluşma ve doku hasarının derinleşme riski azaltılmış olur. Ancak yanığa doku ölümüne ve bu nedenle dokunun kan ile beslenmesine engel olacağı için kesinlikle buz uygulanmamalıdır. Yanık olan bölgenin üzeri enfeksiyon riskine karşı varsa steril bir sargı bezi ya da gazlı bezle ya da temiz bir bez kullanarak örtülmelidir. Temiz olmak şartıyla havlu, mendil, çarşaf gibi malzemeler de bu amaçla kullanılabilir. Eğer böyle bir imkân yoksa yanık olan bölge açık bırakılmalıdır. Peçete ve kağıt mendil gibi malzemeler kullanılmamalıdır.
4-Yanık bölgeler birlikte bandaj yapılmamalıdır. Örneğin yanıktan parmaklar etkilenmiş ise birlikte bandajlanmamalı, her biri ayrı ayrı bandajlanmalıdır.  
5- Isı kaybı olmaması için yanık bölge kapatıldıktan sonra yaralının üzeri bir battaniye, ceket ya da palto vd. ile örtülmelidir. Yaraya yapışabileceği için açık yanık üzerine battaniye, pamuk gibi malzemeler değdirilmemelidir.  
6- Yanıktan sonra oluşabilecek ödemden dolayı, örneğin giysi veya ayakkabı nedeniyle sıkıyorsa bu sıvı birikimi daha da ciddi hale gelir. Yaralının kıyafetleri, kemeri çıkarılırken yanık olan bölgedeki deri de birlikte soyulabileceğinden elbiseler çekilerek değil kesilerek ve aynı zamanda üzerindeki yüzük, bilezik, künye ve saat gibi aksesuarları da dikkatlice çıkarılmalıdır.
7-Şok tablosunun gelişme ihtimaline karşı yaralıya sırtüstü pozisyonda ayaklar yaklaşık 30 cm kaldırılarak ‘Şok Pozisyonu’ verilmelidir.
8- Yaralının nakli gerekiyor, sağlık kuruluşu uzak,bilinci açık ve bulantısı yok ise ağızdan su ve soda gibi içecekler verilebilir. Beş su bardağı suya bir çay kaşığı tuz ve bir çay kaşığı karbonat katılarak oluşturulacak solüsyondan içirilerek de kaybolan sıvı ve mineral dengesi tekrar yerine getirilebilir.    
9- Bilinç, solunum ve nabız gibi yaşam bulguları takip edilerek müdahale yöntemleri ona göre değerlendirilmelidir.
10- Tüm bu uygulamalar esnasında hijyen ve temizliğe dikkat edilmelidir. Müdahale eden kişinin imkân varsa tek kullanımlık eldiven (ameliyat eldiveni) kullanması enfeksiyon riskine karşı önemlidir.
 
Kimyasal Yanıklarda ilk Yardım:
Kimyasal maddelerle oluşabilecek yanıklardan özellikle çocukları korumak için; tüm ev temizlik ürünleri, boyalar, çözücüler gibi maddelerin çocukların ulaşamayacağı yüksek ve kapalı dolap gibi yerlerde muhafaza edilmesi önemlidir. Kimyasal madde ile oluşan yanıklarda yanığa neden olan kimyasal maddenin ne olduğunu anlamak için etiket bilgileri ve bulaşma anında neler yapılması gerektiğini bildiren MSDS talimatlarının (Material Safety Data Sheet = Malzeme Güvenlik Bilgi Formu) okunması izlenecek yol açısından önem taşır. Türkiye’de 114 Zehir Danışma Merkezi de (uzem@rshm.gov.tr) bu konuda yardım alınabilecek birimdir.
1- Deriyle temas eden kimyasal maddenin en kısa sürede deriyle teması kesilmelidir.
2- Yanık olan bölge bol ve tazyiksiz suyla en az 15-20 dakika yumuşak bir şekilde yıkanmalıdır. Yanık alanı tüm vücudu etkileyecek kadar geniş ise yaralı duşa sokularak komple yıkanmalıdır. Eğer sadece kol ya da bacaklar etkilenmiş ise bu yıkama işlemi yapılırken kol ya da bacaklar vücuda bitişik tutulmamalı, vücuttan uzaklaştırılarak yıkama işlemi yapılmalıdır. Eğer bulaşan kimyasal madde toz ise, reaksiyona girebileceği için su ile yıkanmamalı, kişilerin solunumunu etkilememek kaydıyla hafif süpürme hareketleriyle etkilenmiş deriden uzaklaştırılması sağlanmalıdır.
3-Kimyasal maddenin bulaştığı giysiler çıkarılmalıdır. Deriye yapışmış olan giysiler kesilerek çıkarılmalı, yanık üzerinde kalan parçalar çekilmemelidir.
4- Yaralı sıcak tutulmalı, üzeri örtülmelidir.
5- Bilinç, solunum ve nabız gibi yaşam bulguları takip edilerek müdahale yöntemleri ona göre değerlendirilmelidir.
 
Elektrik yanıklarında ilk Yardım:
Bir kişinin elektrikle çarpılması için (+) ve (-) kutuplar arasındaki devreyi tamamlaması gerekir. Elektrik vücuda girdikten sonra yere yani toprağa geçer ve devre tamamlanmış olur.
1-Tüm ilk yardım müdahalelerinde olduğu gibi soğukkanlı ve sakin olunmalıdır. Elektrik çarpmalarında kesinlikle su ile müdahale yapılmamalıdır.
2-Eğer olay ev ya da iş yeri gibi kapalı bir mekânda gerçekleşmiş ise ve imkân varsa yaralıya dokunmadan önce muhakkak elektrik akımı sigorta ya da kofradan kesilmelidir. Yüksek gerilim hatlarından kaynaklanan yanıklarda 112 aranarak akımın bölgesel olarak kestirilmesi sağlanmalıdır.
3- Ev ya da iş yerlerinde yaralıya müdahale ederken sigorta ya da kofradan akım kesilemiyorsa, yaralıyı akım kaynağından uzaklaştırmak için tahta, ip, kauçuk bir malzeme gibi iletken olmayan (yalıtkan) bir cisim kullanılmalıdır. Akımdan etkilenen yaralı su içinde kalmışsa müdahale ederken kesinlikle suya basılmamalıdır. Zira su iletkendir ve siz de akıma kapılırsınız. Bu şekilde yaralıyı akımdan uzaklaştırma işlemi yüksek gerilim hatlarından kaynaklanan vakalarda kesinlikle uygulanmamalıdır. Zira 30 bin Voltluk bir akım sizi 2,5-3 metreden çeker ve yaşamınızı kaybetmenize neden olabilir.
4-Yaralının yanmış giysi, ayakkabı ve kemer gibi giysileri çıkarılmalıdır. Vücuda yapışmış olan giysiler kesilerek çıkarılmalıdır. Yanık üzerinde kalan parçalar çekilmemelidir. 
5-Akımın vücuda giriş ve çıkış noktaları temiz bir bez ya da havlu en ideali steril bir malzemeyle kapatılmalıdır. Yanık yüzeyi genişse yaralı temiz bir çarşafla örtülmelidir.
6- Bilinç, solunum ve nabız gibi yaşam bulguları takip edilerek müdahale yöntemleri ona göre değerlendirilmelidir. Yaralının bilinç ve solunumu olsa dahi yaşanılan olayın ve kişinin durumu dikkate alınarak ‘İkinci Değerlendirme’ üzerinden 112 aranıp aranmayacağına karar verilmelidir. Yaralının kafa ve boyun travması durumu yaşadığı varsayımı dikkate alınarak baş, boyun ve omurganın korunarak müdahalelerin yapılması sağlanmalıdır. Kırıkları varsa bunlarla ilgili değerlendirmeler de yapılmalıdır. 
7-Ciddi vakalarda 112 hemen aranmalıdır. Bilinç yok solunum varsa yaralıya Kurtarma Pozisyonu verilmeli, 112 gelinceye kadar yaşamsal bulguları takip edilmelidir. Solunum da giderse Temel Yaşam Desteği’ne (CPR = Kardiyo Pulmoner Resusitasyon) geçilmelidir.
8- Elektrik çarpmalarındaakımın şiddetine ve etkilediği süreye göre oluşan doku harabiyeti ve akımın geçtiği organlardaki hasar değişir.Yaralı hiçbir şeyim yok deyip kalkıp gitmeye ve normal yaşamına dönmeye kalksa dahi kendisini bir sağlık kuruluşuna gidip kontrol ettirmesini ve hatta gözetim altında tutulmasını istemesini önerin. Zira elektrik akımının vücuda girdikten sonra kalp, böbrekler gibi hangi yaşamsal organ ya da organları ve ne derece etkilediği bilinmediği için birkaç saat sonra yaşamını kaybeden vakalar yaşanmıştır.
 
Elektrik çarpmalarından korunmak için evlerimizdeki sigorta kutularında ‘Kaçak Akım Rölesi’ olması büyük önem taşır. Banyo gibi su ile yakından ilintili alanlarda saç kurutma makinesi gibi elektrikli araçlar kullanılmamalıdır. Prizlerin emniyet kapaklı olması, topraklı priz kullanılması, elektrikli ev aletlerinin kullanım talimatlarına uyulması önemlidir. Elektrik ile ilgili bir işlem yapılacak ise sigortadan elektrik akımı muhakkak kesilmelidir.
 
Doğal elektrik kaynağı olan yıldırımdan korunmak için de dışarıda iseniz topluluk halinde bulunmayın, kesinlikle bir ağacın altına sığınmayın. Ormanlık alanlarda en kısa ağaçların bulunabileceği yerlerdeki boşluklara ya da en kısa ağacın altına sığınılabilir. Açık arazide bulunduğunuz yer o bölgedeki yüksek yer olmasın. Yere çökün, ayakları birleştirip parmak uçlarında durarak ve başınızı dizler arasına alarak kapanın. Asla yere uzanmayın. Uzun ve metal objelerden uzak durun. Bina, araba içi gibi üstü kapalı güvenli bir nokta varsa buralara girin. İçerdeyseniz pencere, kapı ve elektrikli aletlere yaklaşmayın. İster içeride isterse de dışarıda olsun gerekmedikçe telefonlarınızı kullanmayın…

Ecz. Muzaffer HAKSEL
İlk Yardım Eğitmeni