Hayatımız Sınav! Sınav Kaygısı ve Başa Çıkma Yöntemleri Üzerine...
Sınav kaygısı özellikle çocukların ve gençlerin yeni eğitim kademelerine geçiş öncesi yaşadığı en zorlu duygulardan. Öylesine zorlu ki, yetişkinliğimizde dahi bizler kimi zaman rüyalarımızda sınava girdiğimizi görür, rüyadan uyanınca “neyse ki rüyaymış” rahatlamasını yaşatır. Bu kaygı nedir, etkileri neler olabilir ve bu kaygı durumu ile başka çıkmak için neler yapılabilir; Psikolog ve Aile Danışmanı Sayın Ceren Yağcıköseoğlu Barut ile sınav dönemine girdiğimiz bu aylarda konuyu etraflıca ele almak istedik.
Sınav kaygısı olarak adlandırdığımız duygu durumunun ne olduğunu değerli okuyucularımız için açıklar mısınız?
Sınav kaygısını açıklayabilmek için öncelikle kaygının ne olduğuna değinmek isterim. Kaygı; diğer duygularımız gibi sahip olduğumuz bir duygudur. Her bireyde var olan bu duygu seviyesinin yükselmesi, beraberinde problemleri getirmektedir. Kaygının var olması gerekir çünkü kaygı bizi korur ve harekete geçmemizi sağlar. Sınav kaygısı, bir öğrencinin aksiyon alması sağlar. Eğer ki kişi başarılı olmak istiyorsa, sınava hazırlanmasını sağlar.
Sınav kaygısının var olması bilinenin aksine motive edicidir ancak kaygı seviyesinin yüksek olması ve yönetilememesi bir sorundur.
Sınav kaygısı belirtileri nelerdir? Kişi bu durumda duygularını anlamlandırabilir mi?
Sınav ile ilgili performans sergilemesi gereken durumlarda çoğunlukla kaygı ve belirtileri ortaya çıkabilmektedir. Daha çok sınava hazırlık sürecindeki deneme sınavları veya ders çalışma öncesi isteksizlik, sürekli gerekli olmayan şeylerle ilgilenme, erteleme ve bir türlü başlayamama davranışları görülürken, mide rahatsızlıkları, ağrı şikayetleri olmaktadır. Kaygının şiddeti arttıkça kişi başarısız olacağını düşünebilmektedir. Kaygıyla sürekli sınavı ve sonrasını düşündükleri için belirsizlik sebebiyle daha da kaygılanabilirler. Zihinleri sürekli aktif olduğu için baş ağrıları, dikkat ve konsantrasyon problemleri oluşabilmektedir.
Bu süreci deneyimleyen gençler ne yaşadıkları konusunda ne yazık ki farkında olamıyorlar. Sınav sonrası başarılı olmaları konusunda hem kendisi hem arkadaşları hem ailesinin karşısında zorunda hissetme eğiliminde oldukları için, sınavın getirdiği olağan kaygı kadar kendilerine yüklenmeleri sonucu ortaya çıkan ekstra kaygıyla baş etmede ne yazık ki zorlanabiliyorlar.
Sınav kaygısının kişide yarattığı etkileri nelerdir? Hayatını nasıl etkiler?
Sınav kaygısını yönetmekte zorlanan bireyler, sürekli sınavı ve olacaklarını düşünmektedirler. Yanlış bir şey yapmak ve başarısız olma korkuları artmaktadır. Bu sebeple sınav öncesi denemelerde ve sınav esnasında fazlasıyla gergin, panik, heyecanlı olabilirler, soruları yanlış okuyabilirler ve maalesef sırf bu yüzden başarısız olabilirler. Sınava hazırlık sürecinde kendileri için bir şey yapmak istemeyebilirler, kendileri için bir şey yapmayı çok görebilirler, keyif alacakları şeyi yapsalar bile keyif almakta zorlanabilirler. Ailesinin sınav veya derslerle ilgili herhangi bir sohbetine maruz kaldıklarında, rahatsızlık duyabilirler dolayısıyla bu süreçte aile ilişkileri ve sosyal ilişkileri zarar görebilir. Ayrıca kaygıyı yönetmekte zorlandıkları için kendilerine keyif verecek karbonhidratlı yiyecekleri fazlasıyla tüketebilirler. Bu süreçte sağlıksız beslenme ve hareketsiz kalmalarının bir sonucu olarak da kendilerini sürekli yorgun, halsiz ve depresif hissetme eğilimleri yüksek olmaktadır.
Sınav kaygısı ile başa çıkmak için neler yapılabilir? Sizin önerileriniz nelerdir?
İlk olarak sınava girecek olan adaylara yalnız olmadıklarını kendilerine hatırlatmalarını isterim. Birçok kişi aynı süreci deneyimliyor, herkes kaygılanıyor, kaygılanmalı da ancak kimi yönetebiliyor kimi yönetemiyor, zorlanıyor. Bu yüzden onları, neyin zorladıklarını bulmalarını öneririm. Ailesinin tutum ve davranışları mı, kendisine yüklenmeleri mi, arkadaşlarının etkisi mi?
Bu süreçte genelde kişiler sürekli ders çalışmak isterler, tatillerde bile! Dolayısıyla hareketsiz bir hayat başlamış demektir. Hareketsiz kaldığımızda kaygıyı yönetmekte zorlanırız. Serotonin ve dopamin hormon seviyesini arttırmasını sağlamak gerekir. Bunun en kolay yolu egzersiz yapmak. Bir spor salonuna üye olmalarına gerek yok hareket etsinler yeter! Sosyal destek bu süreçte oldukça önemli, onları anlayan, dinleyen, yargılamayan kişilerle etkileşimde olmak bu süreci daha rahat geçirmelerini sağlayacaktır. Yapabileceklerini yapıp yapmadıklarını kendilerine sorsunlar ve kendilerine bu süreçte dinlenmeyi, eğlenmeyi ve dışarıya çıkmayı hak görsünler. Zorlandıkları yerde destek almalarını öneririm.
Bu süreçte anne ve babalara tavsiyeleriniz nelerdir? Sadece kişinin kendisinin değil, yakın çevresinin de sürece ne gibi katkıları olabilir?
Öncelikle anne ve babaların, çocuklarının zorlandığı bir sürecin içinde olduklarını unutmamalarını öneririm. Ders çalışmasıyla ilgili imalar, yaptırımlar, ödül/ceza gibi yöntemler, işlevsel olmamakla birlikte, aileyle çocuğun arasına mesafeler girmesini sağlamaktır. Anne ve babaların, çocuklarının yanında olduklarını hissettirmelerini ve düzenli olarak yardıma veya herhangi bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sormalarını, birlikte zaman geçirmelerini ve yanında olduklarını hissettirmelerini öneririm. Sınavın, hayatının sonu olmadığı mesajını iletmelerini de öneririm. En sık yapılan hatalar çocuklarının sınav puanı ve gelişimini diğerleri ile kıyaslamaktır. Çocuğunuzun başarısını diğerleriyle kıyaslamayın. Çocuğumuza verebileceğimiz tek şey; kendi sorumluluğunu almasını sağlamaktır.
Sosyal ilişkilerimiz aracılığıyla iyileşiriz, bu süreçte sınavı sürekli konuşmamak, sınav dışı sohbetler etmek ve sosyalleşmek süreci daha sağlıklı sürdürmelerini sağlayacaktır.
Ceren Hanım röportajımızı bitirirken son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
Sınava hazırlanan adaylara şimdiden bol şans ve başarılar diliyorum. Uzunca bir süredir bu süreçte verdikleri emeklerinin karşılığını alacaklarını unutmamalarını isterim.
Ceren Yağcıköseoğlu Barut
Psikolog & Aile Danışmanı