Alerji, Isı Bitkinliği ve Sıcak Çarpmalarında İlk Yardım
Yaza girdiğimiz bu günlerde; alerji, ısı bitkinliği ve sıcak çarpması vakalarında neler gözlemlendiği, bu konularda ilkyardım uygulamalarının nasıl yapılması gerekliliği hususlarında siz okurlarımızla görüşlerimizi paylaşmayı önemli gördük.
Alerji; çoğu insan için normalde zararsız olan tetikleyici bir maddeye karşı vücudun kendini tehdit altındaymış gibi görerek bir reaksiyon vermesi yani savunma sisteminin (immün sistem: bağışıklık sistemi) harekete geçerek gösterdiği anormal reaksiyonudur. Hafif ya da şiddetli olabilen bu reaksiyonlar yaşam kalitesini etkileyebilir. Kişiyi genetik yatkınlık, çevresel faktörler (sanayileşme, hava kirliliği, gıda katkı maddeleri), mesleki faktörler, stres gibi durumlar etkileyebilir ve bu faktörler polen, mantar sporları alerjilerinde gözlemlendiği gibi mevsimsel değişikliklerle de ortaya çıkabilir. Alerjinin gösterebildiği etkiler kişiye ve tetikleyici maddeye göre de değişebilir. Yaygın tetikleyiciler arasında; polen, küf, toz, fındık, kabuklu deniz ürünleri, yumurtalar, yaban arısı ve arı sokmaları, kimyasal maddeler, lateks ve ilaçlar (penisilin vd. gibi) sayılabilir.
Bu alerjik reaksiyonlar kendini hafif bir kaşıntı şeklinde gösterebildiği gibi, kırmızı, kaşıntılı deri döküntüleri ve/veya ciltte kabarmış alanlar, kırmızı, kaşıntılı ve sulanmış gözler, hapşırık, geniz ve burun akıntısı, hırıltılı solunum ve solunum güçlükleri, ellerde ve ayaklarda ve /veya yüzde şişkinlik, karın ağrısı, kusma ve diyare (ishal) gibi sindirim rahatsızlıkları, uyku problemleri şeklinde gösterebilir. Bazı durumlar kişinin yaşamını tehdit edebilecek ve hatta yaşamı sonlandırabilecek çok şiddetli alerjik reaksiyonlara (anafilaksi ve anafilaktik şok) neden olabilir. Ki bu durum hastada anafilaksiyi tetikleyen alerjene maruz kalındıktan dakikalar ve hatta saniyeler içinde dahi ortaya çıkabilir. Alerji belirtilerinden daha belirgin olarak anafilakside solunum güçlüğü; sıkışan bir göğüsten, hastanın hırıltılı solumasına ve nefes nefese kalarak hava açlığına varacak derecelere kadar ulaşabilir. Dil ve boğazda ve göz çevresinde belirgin şişlik, ciltte bakla bakla kırmızı, kaşıntılı kabarmalar gözlenir. Korku hissi, çırpınmalar, bilinç dalgalanmaları görülebilir. Şok belirtileri, çöküşe ve hastanın bilincinin tamamen gittiği koma durumları ve hastanın yaşamını kaybettiği durumlara kadar uzanabilir.
Alerjik bir durum yaşayan hastada ilkyardımda öncelikle; hastanın durumu, alerjik reaksiyonun ciddiyeti değerlendirilir. Hastanın cevap verebiliyorsa alerjik bir geçmişi olup olmadığı, en son nasıl bir durum yaşadığı sorulur. Örneğin alerjiye neden olabilecek hastanın yediği-içtiği gıdalar, kullandığı ilaçlar vs. sorularak bu şekilde alerji etkeni saptanmaya çalışılır. Beni biraz önce bir arı soktu ya da benim polen alerjim var diyebilir. Kusma varsa bir yudum su içmesi sağlanır. Kullandığı ilaçları varsa almasına yardımcı olunur. Hatta önemli bir alerjik geçmişi olan hastalar yanlarında adrenalin (epinefrin) içeren ‘Otomatik enjektör’ bulundurabildikleri için yanlarında böyle bir ilaç taşıyıp taşımadıkları sorulur. Varsa kullanmasına yardımcı olunur. Eğer hasta bu enjeksiyon işini yönetemiyorsa ve siz de bu yönde bir eğitim aldıysanız bunu uygulayabilirsiniz.
Hastanın durumu hakkında endişeleriniz varsa, hasta bir iyileşme göstermiyor, nefes almakta zorluk çekiyor ve sıkıntılı durumu devam ediyorsa 112’ye haber verilerek Acil Yardım çağrılır ve gelinceye kadar hastanın yaşamsal belirtileri (bilinç, solunum gibi) izlenir ve kaydedilir.
Isı Bitkinliği (Heat Exhaustion): Bu bozukluğa vücuttan aşırı terleme yoluyla tuz (mineral) ve su kaybı neden olur. Genellikle yavaş yavaş gelişir ve sıklıkla sıcak ve nemli koşullara alışmamış insanları etkiler. Isı bitkinliğinden; kendini iyi hissetmeyen, bulundukları duruma kusma ve diyare eşlik eden hastalar daha fazla etkilenirler. Isı bitkinliğinin tehlikeli ve yaygın bir nedeni, vücudun başa çıkabileceğinden daha fazla ısı üretmesidir. Ecstasy gibi bazı uyuşturucular vücudun ısı düzenleme sistemini etkileyebilirler. Bu durum sıcak bir ortamda dans etme çabasıyla birleştiğinde kişinin aşırı ısınmasına ve susuz kalmasına neden olabilir. Bu etkiler sıcak çarpmasına kadar uzanan ve hatta ölüme neden olabilecek sonuçlar doğurabilir.
Isı bitkinliğinin belirtileri; baş ağrısı, baş dönmesi, biraz yükselen vücut ısısı, iştah kaybı ve mide bulantısı, terleme, solgun ve nemli bir cilt, kollar, bacaklar ve mide kasında kramplar, hızlı, zayıf bir nabız ve solunum, daha ileri noktada ise bilinç bulanıklığı şeklinde sayılabilir.
Hasta serin ve gölge bir yere alınır. Su içmesi sağlanmalıdır. Hastanın bilinci yerinde ve kusmuyorsa oral (ağız yoluyla) rehidrasyon tuzları ve izotonik içecekler kaybolan tuzun (mineraller) yerine konmasına yardımcı olacaktır. Bu amaçla soda ya da bir litre (Beş su bardağı) suya bir çay kaşığı tuz ve bir çay kaşığı karbonat katılmış karışımdan içirmek de bozulan mineral dengesini tekrar sağlamak açısından faydalı olacaktır. Hasta sırt üstü vaziyette yere uzatılır, ayaklar desteklenerek yaklaşık 30 cm kadar kaldırılarak hastaya ‘şok pozisyonu’ verilir ve bu şekilde beyine giden kan akışı rahatlatılır. Hastanın tablosu izlenmeli, bilgiler kaydedilmelidir. İyileşme gözlemlenmiyor, bilinç bulanıklığına varan belirtiler ortaya çıkıyorsa 112 (Amerika’da 999) aranmalı ve hastanın bir sağlık kuruluşuna sevki sağlanmalıdır.
Sıcak çarpmaları (Heatstroke) potansiyel olarak tehlikeli olabilecek bir durumdur. Hastalık (yüksek ateş) veya uzun süre ısıya ve neme maruz kalma nedeniyle organizma terleme yoluyla kendini serinletemediğinde tehlikeli bir şekilde aşırı ısınır. Beyinde terleme ve vücut sıcaklığını kontrol eden mekanizmalar bozulmuştur. Bazı durumlarda terleme sona erdiğinde sıcak çarpması ısı bitkinliğini takip eder ve vücut terin buharlaşmasıyla soğutulamaz. Sıcak çarpması ısı bitkinliğinden farklı olarak yüksek ateşle kendini gösterir, az bir uyarıyla birden bire gelişebilir ve hastanın kendini iyi hissetmemesinden birkaç dakika sonra bilinç kaybıyla dahi sonuçlanabilir. Ecstasy gibi uyuşturucular vücut ısısını yükselterek sıcak çarpmasına neden olabilirler. Tropikal bölgelerde yaygın olan bu durum, ılıman iklimlerdeki sıcak havalarda da kişileri bu yönde etkileyebilir.
Sıcak çarpmasının belirtilerinde; huzursuzluk, baş ağrısı, baş dönmesi hissi, kızarık ve çok sıcak bir cilt, hızlı bir bilinç kaybı, hızlı ve kuvvetli bir nabız, yükselen vücut ısısı (40℃ =104℉ veya daha yukarısı) gözlenir ve ölçümlenir.
Mümkün olduğu kadar kısa sürede hastanın vücut ısısını düşürmek ana hedefimiz olmalıdır. Hastayı hastalık dışında, dış ortamdaki bir sıcaklık etkisiyle sıcak çarpmasına uğradığı durumlarda serin, gölgelik bir ortama almak, sırt üstü yatırarak kol ve bacakların yükseltmek, elbiselerini çıkarmak ve bu şekilde ısı alışverişini rahatlatmak, genel olarak soğuk olmayan bir suyla duş aldırmak, atar damarların (arter) yüzeye yaklaştığı noktalar olan koltuk altı, kol ve bacaklardaki eklem içleri ve kasıklara soğuk suyla ıslatılmış ve sıkılmış bezler koymak (kesinlikle sirkeli su uygulanmamalıdır), mümkünse hastayı ıslak bir çarşafa sarmak ve çarşafın ıslak kalmasını sağlamak ya da ılık suya emdirilmiş sünger ile süngerleyerek vücut ısısını 38℃ (100,4℉) ya da 37,5℃ (99,5℉) derecelerine düşünceye kadar bulunduğumuz vasatta hangi imkâna sahipsek bu işlemlerden herhangi birini ya da birkaçını uygulamak gerekir. Eğer hastayı ıslak çarşafa sarmış ve hastanın ısısı emniyetli seviyeye gelmiş ise ıslak çarşaf kuru çarşaf ile değiştirilir. Eğer hastanın bilincinde bir problem yok ve kusmuyorsa bu süreçte soda ya da bir litre (beş su bardağı) suya bir çay kaşığı tuz ve bir çay kaşığı karbonat katılmış karışımdan içirmek de bozulan mineral dengesini tekrar sağlamak açısından faydalı olacaktır. Bu süreçlerde iyileşme gözlemlenmiyor, tablo bilinçte dalgalanmalar gösterecek şekilde bozuluyorsa kesinlikle 112 aranarak hastanın sağlık kuruluşuna sevki sağlanmalıdır.
Sıcak çarpmasında risk grupları olarak; tansiyon, kalp, diyabet, kanser, böbrek hastaları, normal kilosunun çok altında ve çok üzerinde olanlar, psikolojik ve psikiyatrik rahatsızlığı olanlar, 65 yaş üzeri kişiler ve 5 yaş altı çocuklar, hamileler, sürekli ve bilinçsiz diyet uygulayanlar, yeterli miktarda su içmeyenler sayılabilir.
Sıcak çarpmasından korunmak için direkt güneş ışığında kalmamaya özen gösterilmelidir. Çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar mecbur kalmadıkça özellikle yaz günleri saat 11 ile 17 aralığında dışarı çıkmamalıdır. Şapka, UV ışınlarının etkisini azaltacak güneş gözlüğü, şemsiye gibi güneş ışığından koruyacak aksesuarlar kullanılmalıdır. Açık renkli, terletmeyen giysiler (keten ve pamuklu gibi) giyilmelidir. Su ağırlıklı olarak bol miktarda sıvı tüketilmelidir. Her öğünde dengeli gıda alımına dikkat edilmelidir. Mümkünse ağır aktivitelerden uzak durulmalı, spor yapanlar bu nedenle bu süreçlerde ağır eksersizlerden kaçınmalıdırlar. Isı alışverişini rahatlatmak için vücut temiz tutulmalıdır. Kapalı alanların havalandırılmasına özen gösterilmelidir.
Kaynaklar:
The British Red Cross Society Ninth Edition first published in Great Britain in 2009, Page: 192-193-220-221
British Red Cross First Aid, Page: 84-85
Ecz. Muzaffer HAKSEL
İlkyardım Eğitmeni