Kalp Krizi  ve Kalp Spazmında İlk Müdahale Nasıl Olmalıdır?

Kalp Krizi ve Kalp Spazmında İlk Müdahale Nasıl Olmalıdır?

Kalp krizi (Heart Attack) çoğunlukla; bir ya da daha fazla koroner arterdeki pıhtı oluşumuna bağlı olarak (Koroner Trombosis) kalp kasının bir bölümüne kan akışının ani bir şekilde engellenmesi sonucunda meydana gelir. Bu nedenle tıbbi olarak Akut Miyokard Enfarktüsü olarak da adlandırılır. Yaşamı tehdit eden bir durum olup kalp yetmezliğine bağlı olarak hücrelere yeteri kadar kan pompalanamaması sonucunda doku hasarına neden olur. Kalp krizinin etkileri, büyük oranda kalp kasının ne kadar etkilendiğine bağlıdır. Kalp krizinin ana riski, kalbin anormal bir ritme (ventriküler fibrilasyona) girmesi ve en sonunda kanı pompalamayı durdurmasıdır. 

Kalp krizi şüphesi olan hastada
; yüz çehresi bariz olmak üzere kül rengi terli bir cilt ve dudaklarının çevresi mavi olarak görünür. Kaygılı ve endişelidir. Hastaya kendini nasıl hissettiği sorulduğunda nefes darlığı, mide bulantısı, baş dönmesi gibi şikayetleri olduğunu ve gastrointestinal (mide-bağırsak) sisteminde gaz ile karıştırılabilen, karnın üst kısmında meydana gelen ve şiddetli hazımsızlık şeklinde kendini gösteren rahatsızlık hissi olduğundan bahsedebilir. Hızlı, zayıf ve düzensiz bir nabız durumu gözlenir ve tablo kötüleştikçe aşırı terleme ile birlikte nefes darlığı, nefes nefese kalma şeklinde gözlenebilen hava açlığına dönüşür. Hastaya bir ağrısı olup olmadığı sorulduğunda inatçı, mengene benzeri sıkıştıran merkezi göğüs ağrısı ve sıklıkla bir ya da iki kola veya çenesine yayılabilen göğsünde ezici bir acıyı hissettiğinden bahseder. Bu ağrı kalp spazmından (Angina Pectoris) farklı olarak dinlenmeyle hafiflemez. Hasta belki de bütün bunlara imkân ve herhangi uyarı vermeden çoğu zaman baş dönmesi ve ani bir baygınlıkla birlikte olduğu yere yığılır.

Hastayı mümkün olduğu kadar rahatlatmak, endişelerini gidermeye çalışarak sakinleştirmek, dinlenmeye alarak kalp üzerindeki baskıyı hafifletmek, yaka bağrını açmak, kapalı ortamda ise cam çerçeve açarak temiz hava almasını ve baş ve omuzları desteklenecek ve dizleri bükülecek şekilde oturmasını sağlamak gerekir. Buna biz ilkyardımda ‘Yarı Oturur Pozisyon’ diyoruz. Hasta sizden kendi doktorunu aramanızı isterse arayın.  Hastanın kendisi ya da yakınları hastanın kesinlikle kalp hastası olduğunu ve ilaç kullandığını söylüyorsa hastanın tablet (Dil Altı, örneğin Isosorbit Dinitrat), pompalı veya aerosol sprey gibi angina ilaçlarından almasına izin verilir ve bu durumda hastaya gerekirse yardımcı olunur.  

112 Acil Çağrı Merkezi
aranır, kesin yer ve adres ve hastanın kalp krizi geçirdiğinden şüphelendiğinizi bildirin. 112 gelinceye kadar hasta stabil vaziyette tutulmalı, kesinlikle hareket ettirilmemeli ve bilinç ve solunumu olduğu müddetçe ‘Yarı Oturur Pozisyon’da tutulmalıdır. Çoğu zaman yapıldığı gibi hastayı hareket ettirmek, örneğin, açık havaya çıkararak gezdirmek zaten sorunlu olan kalbe ek bir yük bindireceği ve durumun daha da kötüleşmesine neden olacağı için yapılmaması gereken bir harekettir. Hastayı kendimizin götürmeye kalkması da hastanın Sağlık Kuruluşu’na ulaştırılacağı süre içinde yaşayacağı olumsuzluklara ki bu durum en uç noktada Temel Yaşam Desteği’ne kadar uzanır ve hastanın yaşamını kaybedebileceği bir durumla da sonuçlanabilir. Ve unutulmamalıdır ki, 112 her türlü ilaç ve ekipmanıyla gelmekte ve acil geçiş üstünlüğü ile yol şartlarında yaşanacak her türlü olumsuzluğa karşı avantajlı durumdadır.  Bilinç gider solunum devam ederse hastaya ‘Kurtarma’ Pozisyonu verilerek 112 bu şekilde beklenmelidir. Tüm bu süreçlerde hastanın durumu, yaşamsal belirtileri  (tepki düzeyi, nefes alma ve nabız) durumları dikkatlice gözlemlenmeli ve imkân varsa kaydedilmelidir. Bilinç kaybı ile birlikte solunum da durursa kalp atımı da duracağı için Temel Yaşam Desteği’ne (CPR= Cardiyo Pulmoner Resüsitasyon) başlamak için hazırlıklı olunmalıdır. 

Kalp Spazmı
’nın (Angina Pectoris) kalp krizinden en önemli farkı; hastanın hissettiği bir ya da iki kola veya çeneye yayılan merkezi göğüs ağrısının dinlenmeyle hafiflemesi ve dinmesidir. Angina terimi, kelimenin tam anlamıyla göğüste daralma anlamına gelir. Kalp kasına (Miyokard) kan sağlayan koroner arterlerin daralması ve efor ve heyecan esnasında organizmanın artan taleplerini karşılayabilecek kadar kan taşıyamamaları durumunda ortaya çıkar. Bu durum hastayı dinlenmeye zorlar. Spazmda ağrının kısa bir süre sonra hafiflemesi gerekir. Hastada genellikle nefes darlığı, ani ve aşırı güçsüzlük, kaygı ve endişe hissi gözlenir. Hasta kapalı ortamda ise cam, çerçeve açılarak temiz hava alması, yaka bağır açılarak rahatlatılması, çevrede bulunanların hastanın etrafından uzaklaştırılması önemlidir. Hastanın yaptığı işi bırakıp ya da bıraktırılıp kalp krizinde uygulandığı gibi ‘Yarı Oturur Pozisyona’ alınarak dinlendirilmesi ve kalp üzerindeki baskının azaltılması sağlanır. Hastaya güven vermek, kaygı ve endişelerini gidermek önemlidir. Kullandığı ilaçları varsa alması sağlanır. Hastanın dinlenmesi ya da ilaçlarını alması sonucunda ağrının hafiflemesiyle birlikte hasta genellikle yaptığı işe döner. Hastanın kalp spazmı geçtikten sonra hâlâ kaygı ve endişeleri devam ediyorsa tıbbi yardım alması tavsiye edilir. Dinlenmeye rağmen ağrı devam ediyor hafiflemiyorsa ve spazm tablosu bir kalp krizi görüntüsü veriyorsa 112 Çağrı Merkezi bilgilendirilerek Acil Yardım istenir.

Ecz. Muzaffer HAKSEL
İlkyardım Eğitmeni